26 Ağustos 2014 Salı

EFES ANTİK KENTİ - İZMİR

Merhaba,

Bugün de biraz İzmir'de gezelim diyorum ne dersiniz?

İlk durağımız Selçuk ilçesinin sınırları içerisinde bulunan Efes Antik Kenti.

Efes antik bir Yunan kenti. Sonrasında da Roma'nın önemli şehirlerinden biri olmuş. Efes harabelerine girerken 30 Tl ücret ödüyorsunuz. Eğer sizde bizim gibi çok müze ve ören yeri gezecekseniz müze kartı almanızı öneririm. Müze kartının fiyatı 40 TL ve bir çok yerde geçiyor. Ayrıca bir yıl içinde aynı yeri 2 kere ziyaret edebiliyorsunuz. Sadece Türk vatandaşları ve KKTC vatandaşları alabiliyor. Çanakkale gezimizde almadığımız için çok pişmanım.



Efes Harabeleri oldukça iyi durumda. Diğerlerine kıyasla tabi.




Böyle ağaçlı bir yoldan giriş yapıyorsunuz. 















Celsus Kütüphanesi en ilgi çeken yerlerden biri. 


Burada resmimi çekmek oğluma kaldı :)

Eğer İzmir'e yolunuz düşerse mutlaka ziyaret edin.

Sevgiler
Şafak






20 Ağustos 2014 Çarşamba

St. JEAN KİLİSESİ VE ARTEMİS TAPINAĞI - İZMİR

Merhaba,

Gezi yazımıza St. Jean Kilisesi ile devam ediyorum. St. Jean'in Hz. İsa'nın havarisi ve arkadaşı olduğu, ölmeden önce de annesini ona emanet ettiği söylenir. Aynı zamanda dört İncilden birinin yazmıştır.



Hemen aşağısında Selçuk İsa Bey Camii var. Kiliseden kuş bakışı görmek mümkün. Cami Türk mimarlık döneminin Anadolu Beyliklerine ait en önemli eserlerinden biri. Adını aldığı İsa bey tarafından 1375 yılında yaptırılmış.



Yakınlarında ki Artemis Tapınağından geriye kalanlar.



St. Jean Kilisesinden kalanları görmeden önce, önce çocukları tuvalete götürmem gerekti. Bunu niye yazıyorsun diyorsunuzdur şimdi :) Anlatayım.

Çevredeki umumi tuvalet daha önce hiç bir yerde görmedeğim kadar temiz ve özenli. Dıştan izbe bir yer izlenimi veren bu yere girdiğinizde şok oluyorsunuz. Her taraf çiçekler, oyuncaklar, süsler ile düzenlenmiş. Hatta küçük bir fanus içinde canlı balık bile var.


Keşke her yere böyle güzel bakabilseydik. Ne yazık ki gereken değeri veremiyoruz.

Sevgiler


Şafak

12 Ağustos 2014 Salı

BAFRA ALTINKAYA BARAJI

Bafra samsun'un ilçelerinden biri. Altınkaya Barajı Kızılırmak üzerinde 1980-1988 yılları arasında kurulmuştur ve Türkiye'nin 4. büyük barajıdır. Ancak ne yazık ki, son yıllarda su seviyesi oldukça düşmüş olan barajda, bir de ağ ile balık avlamak yasak olduğu halde, zaman zaman avlananlar bulunmakta.

Sizi arkadaşımın çektiği resimlerle baş başa bırakıyorum.














5 Ağustos 2014 Salı

MANİSA'DA GEZİLECEK YERLER - YUNUS EMRE VE TAPDUK EMRE TÜRBESİ

Merhaba,

Bugün Manisa'da ikinci durağımız, rivayete göre Yunus Emre'nin türbesinin olduğu Emre Köyü. Emre Köyü Kula'nın köylerinden biri. Yunus Emre'nin türbesinin olduğu söylenen bir çok yer var. 

Bunlar; Eskişehir'in Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy;
Karaman'da Yunus Emre Camii avlusu;
Bursa; Aksaray ile Kırşehir arası;
Ünye; Kula ile Salihli arasında Emre Sultan köyü;
Erzurum, Duzcu köyü;
Isparta'nın Gönen ilçesi;
Afyon'un Sandıklı ilçesi;
Sivas yakınında bir yol üstü. 


Yunus Emre Türk halk şairlerinin öncülerindendir. Hz. Mevlana kadar tanınmamakta, bunun nedenininde şiirlerinde kullandığı dilin Türkçe olması ve dünyada farsça kadar yaygın bir biçimde kullanılmamasıdır. Kaldı ki, tanıtımının da eksik olduğunu düşünebiliriz. 

Emre köyünün de çok fazla tanıtımı yapılmamış bu konuda. Bu nedenle, genelde çevre il ve ilçelerden insanlar ya da Yunus Emre'nin hayatına ilgi duyanlar geliyor. Türbenin içine girdiğinizde biraz şaşırıyorsunuz. Çünkü İçeride Yunus Emre'nin hocası Tapduk Emre ve akrabalarının mezarları var. Tüm bilinen büyük kişiler gibi o da korumaya alınmış. Peki Yunus Emre nerede dediğinizde gerçekten çok şaşırıyorsunuz. Çünkü gayet sade bir şekilde bildiğimiz mezarlar gibi, Yunus Emre'nin naaşı türbenin dışına konulmuş. Çünkü vasiyetinde "Beni hocamın eteğinin dibine gömün" dediği söyleniyor.


Türbenin etrafına, Yunus Emre'nin bazı sözlerinin yazılı olduğu levhalar asılmış. Bu sözlerden bile, onun şiir  anlayışında, yaradan aşkı, kul hakkı, hayat, ölüm ve dürüstlüğün nasıl önemli bir yer tuttuğu görülüyor.  

Yunus Emre aslında sıradan bir köylü iken, Hacı Bektaşı Veli'nin yanına o dönemde var olan kıtlık nedeniyle yardım istemek için gitmiş.  Hacı Bektaşı Veli ona "buğday mı yoksa erenler himmeti mi ister" diye defalarca sormuş. Yunus Emre her seferinde buğdayda ısrar etmiş. En sonuncusunda hatasını anlayıp buğday istemekten vazgeçmiş. Bunun üzerine Hacı Bektaşı Veli bu işi Tapduk Emre'ye bıraktığını söylemiş ve O'nu Tapduk Emre'nin dergahına göndermiş.

Yunus Emre Tapduk Emre'nin yanında yaşamaya ve çalışmaya başlamış. Hem de yıllarca. Dergaha hepsi birbirinin aynısı olan, hiç eğrilik bulunmaya odunlar taşımış. Bunun nedenini sorduğunda ise, "senin dergahına eğri bir şey yakışmaz" diye cevaplamış hocasını. 

Yıllar boyunca, Tapduk Emre "artık sen olgunlaştın gidebilirsin" dese de hocasını terk etmemiş.

Ben bu konuda biraz hassasım, mezar resimlerinin çekilmesi ve paylaşımı bana itici geliyor bu nedenle sizinle içerisinin resimlerini paylaşmayacağım. Sadece uzaktan türbenin resmini çektim onu paylaşıyorum.



Yunus Emre'nin gerçekte nerede yattığı bir muamma ama varsın olsun. Önemli olan zamanla toprakta yok olacak bedenimizin nerede olduğu değil, geriye neler bıraktığımız değil mi zaten. Yunus Emre ve hocası Tapduk Emre bunu fazlası ile başaran kişiler. 

Allah onlardan razı olsun diyelim ve bize de onlara verdiği ruh temizliğinin bir kısmını bile olsa bahşetmesi için dua edelim.

Sevgilerimle

Şafak

MANİSA'DA GEZİLECEK YERLER - KULA

Merhaba,

Bloguma ve Gezi yazılarımın birincisine hoş geldiniz :)

İlk olarak Manisa'nın Kula ilçesinden başlamak istedim.

Kula, Manisa'nın ilçelerinden biri. İzmir Ankara E-23 karayolu üzerinde.  Kula'ya gelmek için İzmir'den Ankara'ya ya da Ankara'dan İzmir'e giden otobüslere binmek lazım. Ayrıca Manisa  Salihli'den karşılıklı seferler var. Kula yıllarca Germiyanoğullarına başkentlik yapmış. Ayrıca geçmiş yıllarda Karaman Rumlarına da ev sahipliği yapan bir yer. Bir çok klise ve cami var.

Kula'da bir kilise



Gezimizin ilk durağı eski Kula evleri ile başladı. Caddeler oldukça dar, evler çok eski. Öyle ki bazılarında yıkılma tehlikesi var bu nedenle uyarılar asılmış. İki arabanın yan yana geçmesi mümkün değil.




Önce eski Kula evlerinin bir örneği olan evi gezdik. Orada gezdiğimiz eski ev, bir çeşit müze gibi olmuş. Bağışlanan eski eşyalar ile odalar gerçeğe uygun olarak dizayn edilmiş. Giriş için ücret ödemiyorsunuz. Eşyalara dokunabiliyor ve dilerseniz oturabiliyorsunuz.

Kapıdan girerken çekildi bu resim.



Eski evlerin bir maketi


Bu da eski bir cami maketi


Eskiden kullanılan eşyaların bir kaç örneği












Eski hali ile ilgili resimler duvarları süslüyor.




Öğle yemeği için gittiğimiz yerde ben Kula Güveci yedim. Kuzu etinden güveçte yapılan bir yiyecek. Kuzu eti sevenler için mükemmel seçim.  Süs olarak biber ve domates konulmuş ama içinde başka bir şey yok.



Yunus Emre ve Hocası Tapduk Emre'nin türbesi ilçe sınırları içinde. Ama o başlı başına bir konu. Onu da size ilerleyen günlerde yazacağım.



Nasıl resimler hoşunuza gitti mi? Bu arada Ege bir ara susadı, yakınlarda bir markette gözükmüyordu. Orada bir evin kapısını çalıp su istedim. Beni çeşmeden su içtiğimiz, komşu teyzelerden su istediğimiz günlere götürdü o an. Ege de şaşırdı tanımadığımız bir evden su istediğimiz için. Normalde İstanbul'da güvensizlik nedeniyle asla yapmayacağım bu hareket kafasını karıştırdı mı bilmiyorum ama en azından o da böyle bir anı yaşadı.

Sevgiler
Şafak